Bu tatlı birçok ülkede farklı isimlerle bilinmektedir: tel kadayıf, kataife, knafeh, künufeh vb. Bunun kimin inceliği olduğu konusunda pek çok tartışma var. Birçok kişi onun atasının Türkiye olduğunu düşünüyor. Diğerleri tatlının Araplara ait olduğunu iddia ediyor. İnce, deniz yosununa benzeyen, sert kıvamlı “kadaif” Türkler tarafından kullanılırken, yumuşak, kalın ve bol peynir ilaveli olan “kadaif” ise Araplar tarafından kullanılıyor. Tadı da bölgeye göre değişir. Cevizli, fıstıklı ve fıstıklı çeşitleri bulunmaktadır.
Bu yemeğin ortaya çıkışı tesadüfen ortaya çıktı. Kadayıf ilk olarak 15. yüzyılda Lübnan'da hazırlandı. Bazlamaların hazırlandığı tavaya yanlışlıkla bir miktar süt düştü. Sonuç olarak, süt ve hamur karıştırılarak ince lifler oluşturuldu ve bunlar şurup ve peynirle yenildi.
Osmanlı döneminde iğne çapındaki en ince eriştelerden kadayıf hazırlamak çok zordu. Doğunun tatlılığı yalnızca Sultan'ın kendisi ve hareminde mevcuttu. İnce erişte şeritleri yağ ve balda kaynatıldı. Üzerine fındık serpip şerbet döktüler. Haremdeki cariyeler kalçalarını yuvarlak, saçlarını ipeksi yapmak için tatlıyı yerlerdi. Şeker şurubu ve balın tatlı tadı, tatlının sıcak iklimlerde uzun süre saklanmasını sağladı. Ayrıca tatlı tadı, çeşitli rahatsızlıklar için eklenen ilaçların acılığını maskeliyordu.